Yamaha D'elight Yakıt Tüketim Bilgileri

26 Ekim 2018 Cuma

Kutlu Olsun


Elektrik Vücudumuza Kameranın Flaşından Girebilir mi?

Evet bu %100 gerçekleşebilir!

Bu, 21 yaşında mühendislik okuyan bir çocuğun başına gelmiş gerçek bir olaydır.

Çocuk Keshwani hastahanesinde öldü. Hastaneye yanık durumda kabul edildi. (Burdaki yanık tamamen yanmak değil de yanarak yaralanmak anlamında)

Sebep: Çocuk Amrawati'ye bir çalışma turunda gitti. Geri dönerken, arkadaşlarıyla beraber bir tren istasyonunda tren bekliyorlardı. Çoğu cep telefonlarının dijital kameralarıyla grup fotoğrafları çekiyordu.

Bu çocuk da ordaydı ve grup fotoğrafı çekmeye çalışıyordu. Durduğu yerden tüm grubu kameraya alamadı. Bu yüzden biraz geriye çekildi.

Durduğu yerin üstünde içinden 40,000 volt elektrik geçen bir elektrik kablosu vardı. Dijital kameranın butonuna bastığı anda 40,000 voltluk elektrik flaşdan içeri girdi, ordan parmaklara ve tüm vücuda.

Bütün bunlar birkaç saniyede oldu. Vücudunun %50’si yanmıştı. O durumda Keshwani hastanesine, ordanda ambulansın içinde Mumbai hastanesine götürüldü. 1,5 gün boyunca bilinçsiz kaldı. Vücudunun %50’si yandığından doktorlar onun için çok umutlu değildi. Bir süre sonra da öldü. Bu hepimiz cep telefonu kullandığımızdan herhangi birimizin başına gelebilir. Peki bundan öğrendik mi ve artık daha sorumlu muyuz?
  • Petrol pompalarında cep telefonu kullanmaktan kaçın.
  • Araba sürerken cep telefonu kullanmaktan kaçın.
  • Cep telefonun şarj olurken aramaları açma.İ
  • İlk olarak şarj jakını çıkar ondan sonra aramayı cevapla.
  • Cep telefonu şarjdayken yatağın veya tahta mobilyaların üstüne koyma.
  • Lütfen tren istasyonlarında veya yüksek voltaj elektrik kablosu olan herhangi bir yerde cep telefonu/dijital kamera kullanma.
Bu senin güvenliğin için çok önemli!

25 Ekim 2018 Perşembe

Motosiklet ve Sağlık


SICAK HAVALARDAKİ RİSKLER

Isı İle İlgili Rahatsızlıkların Dereceleri: 1. Derece Erken Uyarılar: ( Derhal vücudunuzu dıştan serinletin ve bol sıvı için) . Baş ağrısı . Yüzde kızarma ve terleme(arkasından kül rengi solgunluk ve terleme) . Bacak ve mide krampları. Mide bulantısı. Baş dönmesi ve halsizlik. Bitkinlik. Az miktarda koyu sarı idrar(koyuluk) 2. Derece Yaşam Tehdit Altında: (Ambulans çağırın- kalbe elektroşok gerekebilir) . Zonklamalı baş ağrısı. Kırmızı, pancar gibi kuru cilt(terleme artık olmuyor). Vücut ısısı hızla yükselir. Zihinsel durum değişir(Şaşırma, koordinasyon eksikliği, tepkilerde yavaşlama) . Kusma. Şiddetli kramplar. Hızlı ve zayıf nabız atışı. Hızlı, sığ nefes alma(nefes daralması) Öncelikle Yapılması Gerekenler: . Kişiyi hemen gölge bir yere almak. Soğuk su içine koymak, daldırmak. Bu imkan yoksa ıslak bezle baş, boyun ve vücuduna bilhassa eklem yerlerine soğuk kompres uygulamak. Vücudu hortumla ıslatmak. Kişi ikinci derecede ise su içirmemek. Tıbbi yetkililer gelmeden asla tıbbi bir madde, ilaç vermemek. Yüzünü ve/veya bedenini alkollü maddelerle(kolonya vs) ovma kesinlikle yapmamak. Sıcak havalarda yanlış miktarlarda ve zamanlarda su içiminin yaratacağı en büyük risk su zehirlenmesi dediğimiz olaydır.

Hyponatremia: (Su zehirlenmesi) Sebep: Hyponatremia kandaki sodyum seviyesinin düşmesi ile oluşan bir rahatsızlıktır. Su zehirlenmesi olarak da bilinir. Vücudunuzun elektrolit seviyesiyle bağlantılı olarak çok fazla su tükettiğinizin işaretidir. Oranlar yüksek derecede bozulmuş demektir. Üç saat boyunca yoğun bir şekilde terlediğinizde, içme suyu vücudunuzun gerekli suyu almasına yeterlidir. Günlük gıda alımlarımız bize bu durum için yeterli elektrolit rezervini sağlar. Fakat bütün gün boyu terlemeleri, üst üste her gün uzun süreler motor kullanımları su içimlerine ilaveten elektrolit alımları gerekir. Aksi takdirde hyponatremia olma riski vardır. Terimiz tuz içerir, biz hem su hem de tuz kaybederiz. İlk birkaç saatin sonun da, vücudumuzda mevcut elektrolit seviyesi tükenir(terlemeyle atılır). Ağır su içimiyle ise seyrelir. Eğer bu yönde devam edersek de kandaki sodyum seviyesini iyice düşürür ve vücudun ısı regülasyon sistemini bozarız. Belirtiler: İdrar sararması belirtidir. Vücudunuz denge sağlamak için aşırı idrar atmaya başlar. Bu aslında vücudunuzun size gerekli elektrolitler olmadan suyu kullanamayacağını söylemesidir. Bu durumda siz çok fazla idrar attığınız için durumun düzeldiğini zannedersiniz ama tam tersi olmakta, vücudunuz kurumakta ve hyponatremiaya doğru gitmektesinizdir. Kafein ve alkolün diüretik (idrar söktürücü) etkisi vardır. Bilhassa alkol beyin hücrelerini kurutur. Normal gıdaların, bilhassa muz elektrolit yönünden zengindir, dışında elektrolit tabletleri en uygun olan takviye şeklidir. Hyponatremia çok tehlikeli bir durumdur. Beyinde tehlikeli şişmeler oluşur çünkü artık hücresel su dengesini sağlayan sodyum seviyesi yetersizdir. Kesin bir tıbbi tedavisi de mevcut değildir. Ölebilirsiniz. Konuyu özetlersek: Bu tehlikeli durumu önlemek kolaydır. Su ile birlikte elektrolitleri de aldığınızdan emin olun. Nefesle ve terle attığınız su miktarını geri alacak kadar su için. Gereğinden fazla su içmeyin. Not: Elektrolitler vücuttaki yaşamsal birçok işlemin düzenlenmesinde gereklidir. Elektrolitler; sodyum, potasyum, klor, magnezyum, kalsiyum, bikarbonat, fosfat, sülfat. Önemleri: Hücrelerin düzenli çalışması için bunlar gereklidir. Bunlar kas, sinir ve beyin fonksiyonlarının su seviyelerinin düzenlenmesinde yaşamsal rol oynarlar. Kısaca suyun olması gerektiği yerde olmasını ve yapması gerektiği şeyi yapmasını sağlarlar. Bunları yönetirler. Vücudumuzun %60 ı sudur ve su sadece serinlemek için değildir. Hücresel sağlığımız için ve bedensel fonksiyonlarımızın olabilmesi için gereklidir. Yemeden birkaç hafta yaşayabiliriz ama susuz birkaç günde ölebiliriz. Su beden fonksiyonlarının olabilmesi için gereklidir. Elektrolitler bu kaynakla ne yapılacağını belirlerler. Örneklersek: Elektrolit seviyesi seyrelirse veya yoğunlaşırsa beynimiz çekebilir yada şişebilir bu da düşünce fonksiyonumuzu engeller. Seyreldiği zaman canımızın istediği gıdalar ihtiyacımız olanlardır. Bedenimiz bizimle konuşmaktadır. Yoğunlaştığı zaman ise idrarla atılır. 1.Terlemek bedenin soğutma sistemidir. İstenilen sonuçları elde etmesi için bedenin suya ihtiyacı vardır. Gazlı içecekler uygun olmaz. 2. Beden ısındığında kan damarları deriye daha fazla kan basmak için genişler. Fakat ter çabuk buharlaşır ve deri kurur ve deri havadaki ısıyı emmeye başlar. Artmış olan kan dolaşımı kan basıncını düşürür. Kan beyin ve kaslardan çekilip deriye yönelir. Dış ısı vücut ısısından fazla olduğu içinde serinleme olmaz deri ısıyı emer ve içe yollar. 3. Kalp atışları yükselir. Nabız %50-70 hatta daha fazla artabilir. 4. Isı krampları bacaklarınızda ve alt karın bölgenizde oluşmaya başlar. Bu vücut su ve elektrolit seviyenizin düştüğünü gösterir. Önlemler: . Yola çıkmadan bir saat önce yeterli miktarda su içiniz. Bunalma halinde birden aşırı su içmeye kalkışmanız, bedenin suyu kullanma kapasitesinin belirli bir oranda olması nedeniyle kanınızı sulandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Su veya spor içecekler iyidir. Kahve, gazoz, kola gibi şekerli sıvıları tercih etmeyiniz. Herkes yanında en az 1 litre su taşımalıdır. Uzun kollu gömlek ve pantolonlar giyin. Cildiniz, başınız güneş ışınlarına direk temas etmesin. Çok sıcakta tüm bedeninizi ıslatın. Bira içmeyiniz. Bir tanesi dahi sizin görüşünüzü ve karar verme yetinizi olumsuz etkiler. 32C derece üzerinde her an güneş çarpması dediğimiz olaya maruz kalabileceğinizi unutmayınız. Bu yüzden bu derecelerin üzerinde güneş altında kalmaktan kaçınınız.

SOĞUK HAVALARDAKİ RİSKLER

Soğuğa Bağlı Rahatsızlıklar: Soğuk havada oluşabilecek rahatsızlıklardan başlıcaları şunlardır: Hypothermia. Soğuk ısırması (Buz yanığı). Soğuktan el ve ayaklarda oluşan şişlikler ve kızarıklar. Batma sendromu. Kar körlüğü. Bunların her biri sizi zayıflatarak güçten düşürebilecek rahatsızlıklardır. Hypothermia: Bu genellikle vücudunuzun iç ısısının çok düşmesi ile oluşan bir durumdur. Sadece soğuktan değil, fırtınalara, yağmur ve yüksek hızdaki rüzgârlara maruz kalmanız da bu duruma sebep olabilir. Genelde 37 derece olan vücut ısısı ürettiğinden çok kayba uğradığında oluşan bir durumdur. Belirtileri: Zihinsel faaliyetleriniz zayıflar, adalelerinizde kramplar başlar, kontrol edemediğiniz titremeler olur ve enerjiniz biter. Buz yanığı: Canlı hücrelerinizin donması ve kristalleşmesidir. Aşırı soğuk rüzgara direk maruz kalan cilt kısmında buz yanığı yada soğuk ısırması dediğimiz durumun oluşması bir dakikada da olabilir bir anda da. Isı kaybı kan dolaşımının telafi edebileceğinden çok fazla oranda hareketsizlik ve yoğun soğuk tarafından oluşturulur. Parmaklar, kulak ve yüz ilk önce etkilenen yerlerdir. Belirtileri: Üşümek, ağrı, yanma ve takiben hissizleşme. Deri renginde solmalar. Kızarmalar: Çıplak derinin uzun zaman soğuğa maruz kalmasıyla oluşur. Belirtileri: Deri kızarması, yanma, gerilme ya da kaşınma. Sonrasında açık iltihaplı ağrılı yaralar dönüşme. Batma sendromu: 10C ile 0C derece arasındaki derecelerde rutubete maruz kalınması ile oluşan durumdur. Soğuk hava kan damarlarını büzer. Belirtileri: Parmaklar, kulaklar ve yüz de şişmeler ve beneklenmeler. Deri mavileşir. Kar körlüğü: Gözlerinizi yeterince korumadığınızda kar örtüsünden yansıyan güneş ışıkları geçici ama sancılı bir rahatsızlık yaratır. Belirtileri: Kan rahatsız olan gözleri kapatır. Gözlerinizi sanki kumla dolmuş gibi hissedersiniz. Önlemler: Soğuk havada sürüş yaparken gerekli giysileri giymeye dikkat ediniz. Yukarıda verilen soğuğa bağlı rahatsızlık belirtilerini bilerek birbirinizi kontrol ediniz. Aşırı sert rüzgârlı soğuk havalarda motor sürüşünden kaçınınız. Hypothermia 1. Çok soğuk havalarda motosiklet sürüşünde hypothermia dikkat edilmediği takdirde sık rastlanan bir soğuk hava rahatsızlığıdır. 2. Bedenimizde dolaşan kanın yüzeydeki kılcal damarlara ve el ayak gibi uçlara taşınması beden iç ısısı tarafından yönetilir. 3. Rüzgarın etkisiyle kol ve bacaklarımızdaki kan soğur. Bu uzuvların geniş yüzeyleri bir radyatör vazifesi görür. Soğumuş kan tekrar beden içine alınır ve tekrar pompalanmadan önce ısıtılır, bu tekrar ısıtma işlemi bedenimizin iç ısını azar azar soğutur. 4. Beden iç ısısı çok düşerse yüzeydeki kılcal damarlara ve uç uzuvlara kan pompalama işlemi daha fazla iç ısının kaybolmasını önlemek üzere durdurulur. 5. Bu çevreye kan pompalanması işlemi durdurulunca kollarda, ellerde, bacaklarda ve ayaklarda soğuma başlar. 6. El ve ayaklarınızda soğuma başlayınca adaleler sertleşmeğe, ağırlaşmağa başlar. Tepkisizlik başlar. Bu durumda motosikleti kontrol edemezsiniz. Bu durum neticesi mola verip sıcak bir ortamda adaleleriniz ısıtırken de acıdan ağlarsınız. 7. Beynin bu çevreye kan dolaşımını durdurma emri vermesi hypothermia nın ilk başlangıç safhasına işaret eder. Elciklerin ısıtılmış olması ya da ısıtılan eldivenler kullanılması hastalığı ortadan kaldırmaz sadece alametleri, arazları iyileştirir. Ellerinizi ısıtırken bedeninizin başka yerlerinden soğumuş kan bedeninizin iç kısmına geliyorsa iç ısınız düşecektir. Bu durumda titreme ve gıdaları daha hızlı yakma işlemi ile yeterli enerji de elde edilemezse elleriniz çok sıcak olsa da kol, bacak ve diğer soğuk yerlere olan dolaşım azalacağından çok geçmeden kol ve bacak kaslarınız sertleşerek ve tepki vermemeğe başlayacaklardır. Zihinsel olarak iyi durumda olmayacaksınızdır. İç ısınızı yüksek tutabilirseniz, çevresel organlarınıza kan pompalanışı sürecektir. Dolayısıyla da el ve ayaklarınızda üşüme olmayacaktır. Çünkü sürekli ısıtılmış kanla beslenmektedirler. Bu üşüme işlemini tamamen ortadan kaldırmaz ama en azından sizin soğuktan uyuşmanızı engeller. Termal giysiler çok önemlidir. Ya özel dokunmuş giysiler giyilmeli yada ince olsalar da üst üste birkaç tabaka giyilerek soğuktan yalıtım sağlanmalıdır. Birde alışkanlıklar çok önemlidir. Genellikle kısa sürüşlere alışmış kişiler birden uzun bir sürüşe kalktıklarında soğuktan daha fazla etkileneceklerdir. Yağışlı havalarda giysilerinizin üzerindeki ıslaklık buharlaştığında yapacağı soğutma etkisi sürücünün daha fazla üşümesine sebep olacaktır. Omuz üzerinden bakış kontrolü yapmanızı engelleyecek oranda kalın giysileri de üst üste giymekten sakınınız. Isıtmalı yelek en tavsiye edilen üründür. Bunun üzerine iyi bir rüzgâr geçirmez korumalı, iyi yalıtımlı sürüş ceketi giyilmeli, en altta ise bir tişört idealdir. 10 derece ile 5 derece arasında tişörtle ısıtmalı yelek arasına ince bir yünlü giysi daha giyilmelidir. Şayet sıcaklık 0 derecelerde ise yünlüyü önce giyin ve üstüne tişörtü giyiniz. -10 derecelerde sürüş ceketinizin üzerine su geçirmez plastik örtü ya da bol yağmurluk gibi bir şey almanız faydalıdır. Ancak ilk birkaç saatten sonra bunlarda yetmeyebilir. Tabi sürüş süratinizde çok önemli bir etkendir. Burada en önemli olan nokta ısıtıcılı yeleği çıplak cildinizle temas ettirmemektir. Mümkünse de ısıtıcısı otomatik termostatlı olan yelekler tercih edilmelidir. Bu tip yelekler 30Watt gibi bir sarfiyatla cereyan çekerler. Bunlara ilaveten önlem olarak kol ağızlarınızı, paçalarınızı ve boynunuz dahil tüm açıklıklarınızı iyice kapatınız. İçeri rüzgar girmesin. Yün olmadığı takdirde ince birkaç tabakanın üst üste giyilmesi tek bir kalın tabakadan daha iyi yalıtım sağlar. İki parçalı elbiseler giyildiğinde böbreklerinizi çok iyi koruyunuz. Bu tip iki parçalı elbiselerin üzerine giyeceğiniz tek parça bir yağmurluk olumlu yönde mucizevi farklar yaratacaktır.

Motosiklet Sürüş Teknikleri - Alpaslan Kuzucan

16 Ekim 2018 Salı

0 - 16490 Kilometre İstatistikleri

D'elight'ın yakıt tüketimi bir süredir 1,9 ile 2,2 lt/100 km arasında gidip geliyor. Benzinin litre fiyatının 7 TL.'ye dayandığı hatta geçtiği şu günlerde böylesine az yakan bir motora sahip olmak büyük mutluluk. İşletme maliyetleri de düşük olunca, D'elight vazgeçilmez oluyor.

Yakıt tüketimi konusundaki (0 ile 16490 kilometre) istatistiki bilgiler ise şöyle.

  • Toplam mesafe - 16490 Kilometre
  • Alınan toplan yakıt miktarı - 403,92 Litre
  • Toplam maliyet - 2.044,75 Lira
  • Toplam dolum sayısı - 117

  • Ortama dolum - 3,45 Litre
  • Ortalama dolum faturası - 17,476 Lira
  • Kilometre başına ortalama maliyet - 0,12 Lira yani 12 Kuruş
  • Günlük ortalama maliyet - 1,32 Lira
  • Aylık ortalama maliyet - 40,13 Lira
  • Ortalama yakıt tüketimi - 2,43 L/100 Kilometre
  • En iyi yakıt tüketimi - 1,9 L/100 Kilometre
  • En kötü yakıt tüketimi - 3,46 L/100 Kilometre

Bugüne kadar ki tüm yakıt alım ve tüketim bilgilerini, ilgili sayfada paylaşmaya devam ediyorum. Merak edenler bu sayfaya da göz atabilirler. [Tıklayın]

8 Ekim 2018 Pazartesi

Motor Hareket Halindeyken Gelen Sürtünme Sesi

Bugün başıma geleni sizlerle paylaşmak isterim. Yolda seyir halindeyken bir anda motordan metal sürtünme sesi (gacırtı, cızırtı) gelmeye başladı. Yavaşlamam veya hızlanmam sonucu değiştirmedi. Ön veya arka freni devreye sokmam da işe yaramadı. Ses gelmeye devam etti. Öyle bir ses ki yayalar, camı açık arabaların sürücüleri dönüp, dönüp bakıyor. O derece fena yani...

Motoru stop edip yokuştan aşağı saldım. Tekerleklerin dönüşü ile aynı ses yine duyuldu. Anladım ki motorla ilişkili değil. Sorun balatalarda mı acaba..?

Sorunun ne olduğunu bilmediğimden çok daha dikkatli ve yavaş bir sürüşle Yamaha Baydar'a gittim. Şans bu ya, teknik ekipden Bilal usta kapının önündeydi ve gelişimi gördü. Motordan gelen sesi duydu. Ben sevgili Ferhat ile görüşürken, teşhiş ve tedavi çoktan başlamıştı.


Bilal ustanın ön tekerleği sökerek yaptığı yağlama ve temizleme işlemi sonrası motorum normale döndü. Yamaha Baydar'a ve Bilal ustaya bir kez de buradan teşekkür etmek isterim.

Ön tekerlek keçesi kurur ya da kirlenirse ne olacağını böylece öğrenmiş oldum. Sizin başınıza gelmemesi dileğim ile keyifli sürüşler.

7 Ekim 2018 Pazar

Nasıl Kullanırsan Sukuter Az Yakar

Burada söz konusu sadece az yakıt tüketmesi değil. Aynı zamanda az yakan sukuterın doğal bir sonucu olarak çok yol yapması ;)


Gelelim işin püf noktalarına;

  • Düzenli periyodik bakımı ihmal etmeyin,
  • Orijinal sarf malzemesi kullanmaya özem gösterin,
  • En az haftada bir lastik havalarını kontrol edin,
  • Yumuşak ve sakin kullanın. Sürüşünüze hassasiyet katın. Sürüş sırasında motorunuzu dinleyin ve hissedin,
  • Trafiği iyi takip edin. Gereksiz gaz açmayın. Frene olabildiğince az ihtiyaç duyun. Kinetik enerjimizi korumaya çalışın. Gereksiz yapılan her frenin, değerli hareket enerjinizi ısıya dönüştürerek havaya gittiğini unutmayın,
  • Gereksiz ağırlıklardan (sele altından, arka çantadan vs.) kurtulun, mümkünse zayıflayın :)) Hem güzelliğiniz/yakışıklılığınız hem de özgüveninizde ki artış, kesinlikle yakıtta düşüş etkisi yapacaktır,
  • Yokuş inerken gaz açmayın. Bırakın kendi hızı ile insin. Gerekli ise takviye gazı ile idare edin,
  • Yokuş çıkarken hızlanmaya çalışmayın,
  • Ona, buna kızıp kapışmaya, yarışmaya kalkmayın,
  • Kısa (1-2 km.) mesafeler için motorunuzu kullanmaktan kaçının, mümkünse yürüyün ya da bisiklete binin.


Bunlar bana uyar ya da uymaz diye düşünebilirsiniz. Siz nasıl kullanırsanız kullanın, öncelikle güvende olmayı unutmayın!